Pazartesi, 14 Ocak 2013 01:49

Bilim insanları dedikodusu: Aramızda kalsın Tanrı var

Yazan
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

 

Oxford Üniversitesi’nen Profesör John C. Lennox, dilimize Ufuk Kitap’tan dilimize çevrilen ‘Aramızda Kalsın Tanrı Var’da, Evrim Teorisi’ni bir matematikçi gözüyle ele almış.

Kitap, yüzyıllardır bilim kisvesi altında savunulan Evrim’in günümüzdeki temsilcileri olan ‘Yeni Ateist’lere bir cevap niteliği taşıyor. İngiliz biyolog Charles Darwin, 19. yüzyılda yazdığı The Origin of Species ‘Türlerin Kökeni’ kitabıyla, bilim dünyasında büyük bir yankı uyandırmıştı. Bu kitapla ortaya atılan ‘Evrim Teorisi’, insanın da dahil olduğu tüm canlıların ‘doğal seçim’ yoluyla ve ortak bir hücreden çoğaldığını öne sürüyordu. Bu teorinin, diğer bilimsel çalışmalardan farklı bir yanı vardı. Çünkü bu teoriyle Hıristiyan öğretileri ışığındaki Tanrı bilinci sorgulanıyordu. Evrim ayrıca, o güne kadar kilisenin dogmatik öğretilerine karşı çıkan ilmî çevreler için ise bir dayanak noktası oluyordu. 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya atılan ‘Evrim Teorisi’, zaman içerisinde başta akademik çevreler olmak üzere geniş bir şekilde revaç buldu. Hatta 20. yüzyılın ilk yarısında kimi ülkeler bu teoriyi bir kanun addedip evrenin ana açıklaması olarak kabul ettiler. Ortaya atıldığı ilk günden bu yana hararetli tartışma konularından olan Evrim Teorisi, bugün farklı boyutlarıyla tartışılıyor. Zira geçen zamanda teoriye yöneltilen eleştiriler ve yaratılışı savunan tezler, Darwin’in Evrim Teorisi’ndeki büyük hatalarının yanı sıra, bu akımın din ile bilimi bir araya getirmek isteyemeyenlerin sığındığı bir liman olduğunu ortaya çıkarmış oldu. Bununla birlikte yöneltilen eleştirilere hak verip Tanrı’nın varlığını kabul eden fakat bilinemeyeceğini iddia eden bir grubun (agnostikler) da neşet etmesine yol açtı. Yeni nesil ateistler Tabii evrimi savunan ve bunu günümüz şartlarına adapte etme çabasında bulunan bazı çevreler kabuk değiştirerek tekrar ortaya çıktı. Richard Dawkins, Daniel Dennett, Sam Harris ve Christopher Hitchens’ın başını çektiği, ‘Yeni Ateistler’, fikirlerini yaratılış tartışmalarını başka bir yöne çevirerek doktrine ettiler. Genel olarak dinin öğretilerinin bilimsel öğretilerle kesinlikle bir araya gelemeyeceğini savunan ve bunun da bir tezahürü olan sosyo-politik dengeden soyutlanması gerektiğini düşünen yeni ateistler, özelde Hıristiyanlık, uluslararası alanda ise İslamiyet’e yönelttikleri popülist söylemlerle gündeme geldiler. Dindar bilim insanı olamaz mı? Oxford Üniversitesi’nde matematik profesörü olan John C. Lennox, son dönemlerde verdiği konferanslar ve demeçleriyle öne çıkan yeni ateistlerin iddialarına cevap niteliğinde bir kitaba imza attı. Türkçeye ‘Aramızda Kalsın Tanrı Var’ olarak çevrilen kitap, özellikle bilimin kesinlikle Tanrı ile yan yana getirilemeyeceğini savunanların bilim kisvesiyle yaptıkları büyük hataları gözler önüne seriyor. Evrenin, yeni ateistler tarafından öne sürülen ‘muhakemesiz birtakım kuvvetlerin etkisiyle başıboş bir şekilde hareket eden akılsız madde ve enerji ürünlerinden başka bir şey’ olduğu fikrini, sunduğu onlarca kanıt ve delille çürütüyor Lennox. Öyle ki bilimle uğraşan kimselerin dindar olarak anılamayacağı ve Nobel ödüllü Steven Weinberg’in tabiriyle ‘dinin elini zayıflatmak için çalışmaları gerektiği’ fikrinin ne derece yanlış olduğunu, dindar bilim adamlarının insanlığa olan katkılarıyla ortaya koyuyor. Güncellenmeyi bekleyen ateistler Bilimsel bir tartışmanın sınırlarını aşan yorumlarda bulunan yeni ateistlerin önde gelen ismi Richard Dawkins, “Bilimin artık kozmik bir inanca olan ihtiyacı ortadan kalkmıştır.” diyerek, tartışmaların yörüngesindeki pozisyonunu belirliyor. Kitabın yazarı John C. Lennox’a göre, bu tip yargılar fikir yelpazesinde en uç noktaları ifade ediyor ve ateistlerin inanç hakkındaki bilgi eksikliğini ortaya koyuyor. Zira ateistler nezdinde artık bir güç savaşı olarak görülen din algısı, inananlarca sorgulanamaz kör inanç konumunda bulunmaya devam ediyor. Aklın değil bilimin ötesi John C. Lennox, kitabında evrimin tanımından başlayarak, yeni ateistlerin üzerinde tartıştığı konuları derin bir okuma çerçevesinde ele almış. Bilimin kapsamı ve sınırları, indirgeme, tasarlanan evren, evrimin tabiatı ve kapsamı, hayatın kökeni, bilgi meselesi gibi geniş başlıklarda ve onlarca deney eşliğinde incelemiş evrim konusunu. John Lennox, bu çalışmasını akıl ve bilim kıyaslamasında çıkarımlar yaparak sonlandırmış. İnsanın evrenle olan ilişkisinde bilimin bir araç olarak kullanılabileceği ve aklın da bunu ancak yorumlayacağı sonucuna varan Lennox’un sormamızı istediği en önemli soru ise “Varlığın amacı nedir?” Bilimsel verilerin insanı bir akıl penceresinden kainata bakmaya zorladığını savunan İngiliz müellif, son tahlilde Tanrı inancının sadece onun varlığına ve birliğine inanmakla kalamayacağını bildiriyor kitabında. Bu da bize insan-ı kamilin asıl vazifesinin taallümle tekemmül ettiğine işaret ediyor.

Okunma 3254 kez Son Düzenlenme Pazartesi, 04 Şubat 2013 00:14
Cüneyt Hocam

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.